Sevgilim , Sevgilin , Sevgilisi...

Ben sevgililer günü fanı değilim kesinlikle. Ama gezmek , eğlenmek için her türlü fırsatı değerlendirmek isterim ve bu uğurda Aziz Patrik günü kutlamam istende kutlarım :) İkimiz de züğürt olduğumuz için en güzel hediyenin paramızın cebimizde kalması gerektiğine karar verdik . Hoş ben de para verilip satın alınan hediyelerden çok üzerinde kafa yorulmuş olanlara bayılırım. İlk sevgililer günümüzde tanışma hikayemizi esprili bir dilde çizgi roman haline getirmiş ve sunmuştum. Uzun süre donuk gözlerle sayfalara baktı. Ben de "Allah beni kahretsin ! Gidip parfüm neyim alsaydım keşke " diye hayıflanmaya başladım. Meğer benimkinin gözleri dolmuş. O kadar heyecanlanmış ki konuşamamış. Sonra da otelde güzel bir akşam yemeği , dans ederken başı dönen ve hafif çakırkeyif bir sevgili , saat 22.30 da eve giden biz :)

Bu sabah klasik haftasonu uyandırma servisiyle uyandım. " Aşkımmm, muck muck , seni çok seviyorum , muck muck, karnım acıktı benim." Ben gözümü açamıyorum. Ama bu adam açım dediğinde -ki bu ya sabahın köründe ya da gecenin bir yarısı olur , gün boyunca yemek yemez- dayanamıyorum. Baktı uyanamıyorum "Peynir ekmek varsa ben yaparım , sen uyu." Gözleri hala kapalı olan ben : "Hadi poğaça al gel ,ben de uyanırım o zamana kadar " diyip uyumaya devam ettim. Benim sevgilim , her şeyim , bitanem , yiğidim , erim " O zaman dışarı kahvaltıya gidelim sen uyanınca" der demez benim yataktan fırlayıp kotumu üzerime geçirmem bir oldu. Napayım ? Bu hafta çok yorgundum biraz hazıra konmak istiyorum. Akşam da dışarda yedik. Yani bendeniz bu hafta gerek ana ocağında gerekse koca ocağında mutfağa giremedim. Yarın arayı fazla soğutmadan mutfağa girmeliyim.